8 Temmuz 2009 Çarşamba


GİRİŞ

 

                Dış  Ticaret, malların ve sermayenin ulusal sınırların dışına akışıyla ilgilidir. ihracat ve ithalat  olmak  üzere  iki  şekilde  gerçekleşir. İhracat, üretimi  gerçekleştirilen  bir  malın   ülkenin mevzuatına uygun  bir  şekilde  başka  bir  ülkeye  gönderilip, bedelinin  yurda getirilmesidir. İthalat  ise, bir  malın  bedelinin  ödenerek  yurda  getirilmesidir.

 İhracatta  para akışı  içeri, mal  akışı  dışarı  doğrudur. Ticari hayatın gelişmesi hem alıcı hem de satıcı için güvenli bir ödeme aracına olan ihtiyacı arttırmıştır. Akreditif işlevi açısından bakıldığında bir kredi aracı değil bir ödeme aracıdır. Bankaların alıcılardan bedeli peşin almadan akreditif açmaları, akreditifin bir kredi kurumu haline gelmesi için yeterli değildir.

 Buradaki kredi, akreditif müessesine yabancı olan, alıcının kredi itibarına dayanılarak yapılmış olan bir işlemdir.ben bu makalede önce dış ticaretten daha sonrada dış ticaret ödeme şekillerinden ve sonunda akreditiflerden bahis edeceğim.  

1-DİŞ TİCARET

 

1-1-Dış Ticaretin Tanımı Ve Dış Ticaretle İlgili Kavramlar

Dış ticareti,  üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir ücret karşılığı son kullanıcılarına ulaştırılmasını sağlayan alım-satım faaliyetlerinin tümü olarak tanımlayabiliriz.[1] Söz konusu alım-satım faaliyetleri devamlı olarak tekrarlanmakta, işlemler bütünü içine birçok kuruluşların hizmetleri katılmakta, bu hizmetler karşılığında çeşitli ödemeler yapılmaktadır.

Dış  ticarette  kullanılan  para  birimleri  farklıdır. Dış  ticarette, bir  borcun  ödenmesinde  her  para  birimi  karşı  tarafça  kabul  edilmeyebilir. Böylece ithalatçının, ihracatçıya  olan  borcunu  ödeyebilmesi  için kendi  ülkesinin  parasını, ihracatçının  kabul  edebileceği  bir  para  birimine  dönüştürmesi  gerekir.

Dış  ticarette  ülkeler  birbirleriyle  ticari  işlemler  yapmaktadırlar.Yurt  içinde  yapılan  ticarette  kazanan  ve  kaybeden  kimseler  aynı  ülkenin  insanları  olduğu  ve  ülke  çapında  bir  zarar  söz konusu olmadığı  halde, uluslararası  ticaretin  zararlı  sonuçları  doğrudan  doğruya  yurt  ekonomisini  etkiler.Ülke  ziraat  ve  sanayinin  dış  rekabete  karşı   korunmasında, ülke mahsul  ve  mamullerinin  yabancı piyasalarda  rekabet  etmeleri  imkanlarının  hazırlanmasında, dış  ödemeler  dengesinin  kurulmasında, ülkenin  ekonomik  durumunda  sürekli  bir  denge  sağlanmasında  dış  ticarete  verilecek  yönün  ve  bu alanda  alınacak  önlemlerin  rolü  küçümsenemez.

Devletler; gümrük  tarifelerini  gelir  sağlamak  amacıyla  olduğu  kadar  yurt  içindeki  üretimi  koruyacak  şekilde  hazırlayacak, mal  ve  ülke  itibariyle  ithalat-ihracat  kontenjanları  koymak, ithalatı  ve ihracatı  lisansa  tabi  tutmak, mal  veya  ülke  itibariyle  ihracata   ambargo  uygulamak, bir  malın  belli  bir  ülkeye  ihracına  engel  olmak, döviz  alım  satımını  devletin  denetimi  altına  almak  ve  dış ödemelerin  hükümetin  iznine  tabi  tutmak  suretiyle  uluslararası  ticaretin  ülke aleyhine  sonuçlanmasını  önlemeye  çalışırlar.

1-2-Dış Ticarette Temel Bilgi Sistemleri

Bugünün şartları, ülkeleri kapalı birer ekonomi olarak çalışmaktan uzaklaştırmış ve uluslararası platformda yeni sorunlarla mücadele verecek etkin yapılar ve bilgi sistemleri kurmaya zorlamıştır. Bu çetin ortamda etkin bir uluslararası pazarlama yaparak ihracatını arttırabilen ülkeler, refah seviyelerini yükseltme konusunda bir hayli yol almışlardır.Uluslararası çevre denildiğinde değişik para birimleri, gelir seviyeleri, diller, kültür farklılıkları, ticari yasa ve kurallar gibi birçok yeni bilgi ihtiyaçları karşımıza çıkmaktadır.

Dış Ticaret için gerekli olan bu temel bilgileri aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:

Ø  Ülke: Pazarlama faaliyetinin başlatılarak sürdürüleceği ülke ile ilgili
hem genel, hem de pazarlama konusunu yakından ilgilendiren bilgiler. Bu bil
giler hedeflenen pazarın genel çerçevesini gösterir.

Ø  Konum: Pazarın konumu önemlidir:Yakın olması ulaşım masraflarını etkileyecektir. İklim, gerek pazarlanacak olan ürünün türünü, gerekse de pazar
lama yapacak kişileri etkileyecektir. Coğrafi konum, ulaşım yöntemini etkileye-  ,
çektir. Hatta yakın çevrede yer alan rakip ülkeler, fiyatlarımızı dahi etkileyecektir.

Ø  Doğal Kaynaklar ve Ekonomik Faaliyet: Doğal kaynak ve ekonomik
faaliyet, o ülkeye yönelik pazarlama bakış açısını doğrudan etkileyecektir.

Ø  Nüfus özellikleri: Nüfus ve özelliklerinin de pazarlama faaliyeti açı sından önemi büyüktür. Tahmini satış miktarım belirlemede, ürün cinsini be lirlemede, yaş, cinsiyet, eğitim ve kültür özellikleri çok önemlidir.

Ø  Altyapı: Altyapı bilgisi; bir yandan pazara girme konusunda bir takım
Kolaylıkların derecesini anlamamızı, öte yandan ülkenin kalkınma düzeyi hakkında fikir sahibi olmamızı sağlar. Burada kastedilen ulaşım imkanları, enerji kaynakları, eğitim müesseseleri gibi altyapı öğeleridir.

Ø  Ticari Politika: Bir ülkenin ticari politikasının, Dış Ticaret
stratejisinin şekillenmesinde çok büyük önemi vardır. Ülkeler bazı ülkelerle ticareti yasaklamış veya kotalar koymuş olabilir. Gümrük birlikleri ve ekonoAynı durum, pazarlama faaliyeti sapacağınız ülke için de geçerli olabilir. Gümrük kısıtlamaları, çok çeşitli ver giler, etiketleme ve paketleme, standardizasyon kuralları koymuş olabilir.

Ø  Pazar Yapısı: Her ülkenin kendine has bir pazar yapısı mevcuttur. İnsanları, aile yapıları, özel ve kamu kuruluşları, pazarın işleyişi, mali yapısı ile ilgili bilgiler, başarılı bir Dış Ticaret için temel bilgileri teşkil eder.

Ø  Rekabet: Rekabet iç üreticiden ve diğer ülkelerden gelebilir. Satmaya çalıştığımız mamulün hedeflenen ülkedeki iç üretimi, genellikle önemli ithalat kısıtlamalarının bir habercisidir. 

1-3-Dış Ticarete Ait Bilgi Kaynakları

Dış Ticarette önemli olan sadece bilgilerin türünü saptamak değil, aynı zamanda bilgi kaynaklarını da bulup onlara ulaşabilmektir. Bu kay nakları şöyle sıralayabiliriz:[2]

Ø  Dış Ticareti Geliştirme Ofisleri: Daha çok ihracatı geliştirme amacı ile kurulmuşlardır. Hem ilgili ülke hem de ticari faaliyette bulunan ülkeler ile ilgili geniş kütüphaneleri mevcuttur ve araştırmalar yaparlar. Örneğin, Türkiye'de İhracatı Geliştirme Merkezi (iGEME)gibi.

Ø  Ticaret Ateşelikleri: Bulunduğu ülkelerle ilgili bilgi toplama faaliyetleri ile birlikte ticari ta nıtma faaliyetlerinde de bulunurlar, adresler temin ederler, ilişkilerin kurulmasında yardımcı olurlar.

Ø  Bankalar: Yurt dışında ofisleri olan bankalardan da gerek rakipler ve gerekse ülkelerin mali yapıları hakkında bilgi toplamak mümkün olabilir. Örneğin, İş Banraporları.

Ø  Hedef Ülkelerin Resmi Kuruluşları: Bu kuruluşların yayınladıkları gizli olmayan rapor ve istatistikler elde edilip değerlendirildiği takdirde, önemli bir takım pazar bilgilerini elde etmek mümkün olabilir.

Ø  Uluslararası Kuruluşlar: Bu kuruluşlar; ülkelerle ilgili olarak kapsamlı istatistikler, bilgiler ya yınlamaktadır. Bu tür kuruluşlara örnek olarak aşağıdakileri sayabiliriz:

Ø  Ticaret Odaları: Bu odalar da dış ticareti geliştirme merkezinin yaptığı çalışmalara benzer çalışma ve faaliyetlerde bulunurlar. Aslında konuları iç ticaret olup, dış ticaretle de ilgilenirler.

Ø  Yabancı Gazeteler ve Mecmualar: Hedef ülke ile ilgili olarak elde edilebilecek ticari ağırlıklı gazete ve mecmualardan, genel ekonomik eğilimler üzerine fikir sahibi olmak mümkündür.

Ø  Fuar ve Sergiler: Hem rakipler ve ürünler ile ilgili- bilgiler, hem de müşterilerle doğrudan temas sonucu elde edilecek bilgiler, bu tür organizasyonlar aracılığı ile temin edilebilir. Aynı zamanda satış faaliyetini de gerçekleştirmek mümkün olabilir.

Ø  Dış Ticaret ile İlgili Seminer ve Konferanslar: Bu tür organizasyonlarda; hem genel olarak dış pazarlama konusunda gerekli bilgiler aktarılır, hem de dış pazarlarda edinilen tecrübeler iletilir.

Ø  Dünya Ticaret Merkezleri: Dünya Ticaret Merkezleri; bilgi alışverişi yolu ile uluslararası ticaretin s «yılması, gelişmesi ve etkin bir biçimde faaliyetlerin yürütülmesi amacını güderek çeşitli ülkelerde kurulmuş olan, politik niteliği olmayan ve kar amacı gütmeyen ticari işletmelerdir. Bu merkezler birçok hükümet kuruluşunu ve ticari kuruluşları içine almaktadır.

 

 

 

 

 

2-ULUSLARARASI TİCARETTE ÖDEME ŞEKİLLERİ

2-1- PEŞİN ÖDEME (CASH PAYMENT)

Bu ödeme sisteminde alıcı; satın almak istediği malın bedelini peşin olarak satıcıya havale etmektedir. Yapılan havale ile mal gelmeden satıcıya bedeli ödenmektedir.[3] Alıcı açısından bakıldığında hiç tanımadığı ve görmediği bir kimseye (satıcıya) para ödenmekte ve malın gelmesi beklenmektedir. Bu durumda alıcı açısından malın gelmemesi, paranın yabancılara kaptırılması gıbı riskler mevcuttur. Bu ödeme sistemi daha çok satıcının menfaatine uygun bir sistemdir. Satıcı malın bedelini peşinen almakta, üretimi için gerekli finansmanı sağlamış olmaktadır. Satıcı malı üretime hazırlamak için zaman ve yeterli mali desteği sağlamış olmaktadır. Bu ödeme sistemi birbirlerini iyi tanımayan alıcılara pek tavsiye edilmeyen bir alış veriş yöntemidir. Ancak satıcı konumunda olan insanlara önerilecek bir yöntemdir.                                                                                                                                                

2-2- MAL MUKABİLİ ÖDEME (CASH AGAINST GOODS)

Bu ödeme sisteminde ise satıcı malı daha bedelini almadan alıcıya göndermektedir. Alıcı ise sonraki bir tarihte mal bedelini satıcıya havale etmektedir. Bu alış veriş sistemi ise alıcının menfaatine uygun bir alış veriş sistemidir. Satıcı açısından bakıldığında; satıcı hiç tanımadığı bir alıcıya malını göndermekte ve bedelini beklemektedir.[4] Alıcının mal bedelini göndermeme tehlikesi ile satıcı karşı karşıya gelmektedir. Alıcılar ise malları bedel ödemeden almakta, üretimde kullanmakta, makine ve ekipman ile bunu çalıştırarak para kazanmakta veya ladığı malı sattıktan sonra bedelini ödemektedir. Yaygın ve piyasa diliyle bu sisteme veresiye alış veriş diyebiliriz.

 

2-3- VESAİK MUKABİLİ ÖDEME (CASH AGAINST DOCUMENTS)

Peşin ödeme sistemindeki satıcının avantajlı durumunu, mal mukabili ödeme sistemindeki ise alıcının avantajlı durumunu ottadan kaldırmak için geliştirilen bir alış veriş sistemidir. Bu ödeme sisteminde bankalar devreye girerek paranın ve malları temsil eden belgelerin (vesaik) el değiştirmesine yardımcı olmaktadırlar. [5]Satıcı malını hazırlayıp alıcının bulunduğu ülkedeki alıcıya en yakın gümrüğe göndermektedir. Malları temsil eden vesaiki ise kendisinin ülkesinde bulunan ve çalıştığı bankasına karşı ülkeye tahsile gönderilmek  üzere teslim edilmektedir. Vesaiki alan banka ise alıcını bulunduğu ülkedeki bir muhabir bankaya (alıcının anlaşmalı bankasına= vesaiki bedeli tahsil etmek üzere göndermektedir. Alıcının bulunduğu yerdeki banka ise kendisine gönderilen belgelerin bedelini tahsil ederek (alıcıdan) satıcıya gönderilmesini sağlamaktadır. Alıcıya bedel alınmadan belgeler verilmeyerek satıcıya bir güvence sağlanmaktadır. Belge bedelini ödeyen alıcı daha sonra malını gümrükten almaktadır.

 

2-4- KABUL KREDİLİ ÖDEME (ACCEPTANCE PAYMENT)

Bu ödeme sistemi mallar gümrükten alındıktan sonra kararlaştırılan vadelerde bedellerin taksit taksit ödenmesine olanak sağlamaktadır. Ödemeler uzun vadelerle taksitler halinde yapılmaktadır.Belirlenen vadeler için poliçeler düzenlenmektedir. [6]Poliçeleri borçlu sıfatı ile alıcı veya onun yetki verdiği, görevlendirdiği bankalar imzalamaktadır. Eğer satıcı borçlunun imzasını yeterli bulmaz ise; poliçeye bankaların kefaletini de talep etme hakkına sahiptir. Bankalar poliçelere aval vererek borçlu ile birlikte poliçe bedelini ödemeyi üstlenmektedirler.

2-5- AKREDİTİF (LETTER OF CREDIT)

Birbirlerini hiç görmeyen, tanımayan ve bilmeyen alıcı ve satıcının kuşkularını gidermek, malların zamanında sevk edilmesini, belgelerin doğru ve süresinde gönderilmesini, ödemenin zamanında ve tam olarak yapılmasını sağlamak için geliştirilmiş bir alış veriş yöntemidir. Bu sistemde alıcı ile satıcı arasına bankalar girmekte ve her ikisine de garantiler verilerek rahat ve huzurlu bir şekilde alışverişlerini gerçekleştirmeleri sağlanmaktadır.[7] Satıcı alıcı ile yapmış olduğu alış veriş sözleşmesi konusu malları sözleşmedeki şartlara uygun olarak sevk edip evraklarını belirlenen süre içinde bankasına ibraz etmekle parasını almakta, alıcı ise sözleşme konusu malların kendisine zamanında, eksiksiz ve istediği kalitede gönderildiğinde, mal bedelini ödeme yükümlülüğüne gireceğinden her ikisi de kendilerini huzur ve güven içinde hissetmektedirler. Bu güveni ve huzuru alıcı ve satıcıya sağlayan bankalar ise, yapmış oldukları bu hizmet karşılığında gelir elde etmektedirler.

Bu sistemin de dezavantajları mevcuttur. Ancak şu anda yeryüzündeki en sağlam, en yaygın ve en güvenli alışveriş yöntemidir. Bir satış sözleşmedi imzalandıktan sonraki belirsizlik ortamında taraflarda doğabilecek sorular;

İhracatçı:

Ø  Malların sevkiyatını yaptığım zaman, ithalatçının zamanında ödeme yapacağından emin olabilir miyim? Ödeme yapılmaması riskini nasıl minimize edebilirim?

Ø  İhraç ettiğim malları başka bir firmadan satın alıyorum, ithalatçının bunu öğrenip asıl imalatçı firmayla temas kurarak beni aradan çıkarmasını nasıl önleyebilirim?

Ø  Bankalar ticaret alış verişlerinde pratik uygulamaların düzenlenmesinde bize gerekli dökümanları sağlayarak nasıl yardımcı olabilirler?

Ø  Mal bedelini tam ve eksiksiz olarak alabilir miyim?

Ø  Hazırlamış olduğum vesaikte bir hata olursa hatadan nasıl dönebilirim?

 

İthalatçı:

Ø  İhracatçıyı yeterince tanımıyoruz. Malları zamanında teslim edeceğinden emin olabilir miyim?

Ø  Ödeme yapmadan önce malların siparişimizle uyuşup uyuşmadığını nasıl kıontrol edebiliriz?

Ø  İthal ettiğimiz malları  tekrar satıncaya kadar ödemeyi ertelemeyi düşünüyoruz. Acaba bankamız bu aradaki boşlukta krediyi kendisi sağlayabilir mi?

Ø  Gümrüklerde aranılan belgeleri zamanında ve eksiksiz olarak temin edebilir miyim?

 

Bu sorulara cevap verebileceği için akreditifli ödeme ticarette tercih edilen ödeme şeklidir.

Şekil 01 Basit bir akreditife şeması

 

3-AKREDİTİF İŞLEYİŞİ

 

1 - Alıcı                                             Satıcı

Alıcı satıcının ürünlerini veya satmakta olduğu mallarla ilgilendiğini bir başvuru ile satış koşullarını sorar.

                  

                    Proforma fatura

2 – Satıcı                                          Alıcı

Satıcı satış şartlarını içeren bir teklif mektubunu (proforma faturayı) alıcıya gönderir.

 

                     Satış Sözleşmesi

3 – Satıcı                                         Alıcı

Alıcı ile satıcı alış veriş konusu mal için satış koşulları üzerinde müşterek bir noktada buluştuğunda satış sözleşmesi imzalarlar.

Sözleşmede aşağıdaki hususlara yer verilmelidir.

Ø  Taraflar

Alıcının ve satıcının adı ve açık adresleri

Ø  Sözleşmenin Kapsamı ve Konusu

Alım satım konusu olan malın adı ve özellikleri

 

Ø  Birim Fiyat ve Toplam Tutar

Her birimin fiyatı ve toplam ne kadar baliğ olduğu (örneğin tanesi 1000$ dan 10 adet bilgisayar toplamı 10.000$ gibi)

Ø  Teslim Şekli

Alım satım işlerinde ithalatçının ve ihracatçının sorumluluklarının nerede başlayıp nerede bittiğini gösteren teslim şekillerinden hangisinin uygulanacağı hususu yer almalıdır. (Örneğin FOM/FAS/FCA gibi)

Ø  Ödeme Şekli

Hangi tür akreditif ile ödeme yapılacağı

Ø  Sevk Tarihi

Yüklemenin en geç hangi tarihte yapılacağının kesin olarak bilinmesi gerekir.

Ø  Gecikme (Delay)

En fazla gecikilebilecek tarih nedir ve gecikme tarihinde uygulanacak ceza ne olacaktır?

Ø  Ambalaj Durumu ve Sevkiyatın Ne ile Yapılacağı

Ø  Gözetim

Alıcı sözleşmede belirlenen şartlara uygun olan malın kendisine gönderilmesini istiyorsa mutlaka gözetim firmalarının düzenleyeceği raporları istemelidir.

Ø  Sevk Belgeleri

Malların gümrüklerden geçirilmesi için; muhasebe kayıtları ve çeşitli kuruluşlara ibraz için ne gibi belgelere (vesaike) ihtiyaç vardır. Tek tek sıralanmalıdır.

Ø  Fors Majör (Forcemajor)

Alıcının ve satıcının iradeleri dışında oluşacak olaylar karşısında neler yapılacaktır.

Ø  Uyuşmazlıkların Çözümü

İhracatçı ve ithalatçı aralarında ihtilaf olduğunda hangi ülkenin hukuki mevzuatına göre çözüm arayacaklardır. Bu hususda sözleşmeye açık hüküm konulması gerekir.

Ø  Sözleşme Şartlarında Değişiklik Yapılacak mı? Varsa Kuralları Nelerdir?

Ø  Kanuni Adresler Neresidir?

Ø  Hangi Bankalarla Çalışılacaktır?

Ø  Garanti Koşulları

Ø  İmzalar – Mühür

Sözleşmeler karşılıklı olarak imzalanacağı gibi taraflar karşı karşıya gelmeden de imzalanabilir. Karşı tarafta kimin imzaladığından kuşku dutyulması halinde o ülkedeki konsolosluklarımızdan imza teyidi istenilebilir.

                       

                        Müracaat+Para

4 – Alıcı                                                        Akreditif Açan Banka

Alıcı  akreditif açması için babkasına başvurur. Bankaya aşağıdaki belgeler ibraz edilir:

Ø  Başvuru yazısı

Ø  Akreditif açtırma teklif mektubu

Bankalardan temin edilen bu belge, okunaklı ve düzgün olarak dikkatle doldurulur. İstenen belgeler ihtiyaca göre ve yeter sayıda yazılır. Malın yabancı dildeki ismi mutlaka yazılır. Mal sayısı çok ise proforma faturada belirtilen mallar olduğu açıkça yazılır.

Ø  Vergi numarası

Ø  İmza sirküleri

Ø  Ticaret sicil gazetesi

Ø  Oda kayıt süreleri

Ø  Y.T.B/İ.T.B/D.İ.İ.B/V.R.H.İ.B

Bu belgelerden birinin kapsamında bir ithalat yapılıyorsa belgenin “aslı” ibraz edilmelidir.Banka masrafları ve akreditif bedelini karşılayacak kadar para hesaba yatırılır.

5 – Akreditif talebini alan banka gerekli incelemeyi yapar ve ya akreditif açar ya da talebi reddeder.

                                  Küşat mektubu

6 – Akreditif                                                         Muhabir Banka

      açan banka                                                    (görevli banka)

Akreditif açmaya karar veren banka yurt dışındaki (ihracatçının ülkesindeki) bir muhabirine akreditif şartlarını içeren küşat mektubunu gönderir. Küşat mektupları önceleri mektup şeklinde posta yoluyla gönderilmekteydi. Zaten “letter of credit” tanımlaması da buradan gelmektedir. Haberleşme teknolojisinin ilerlemesi ile önce telex ile kürşat gönderilmeye başlandı daha sonra ise SWIFT kullanılmaya başlandı. SWIFT teknolojisi son derece süratli, doğru ve bütün dünyada tek bir dilde ve formatta işlediğinden çok kullanışlı ve güvenilir bir sistemdir. Küşat mektuplarında açılan akreditif ile ilgili tüm detaylar yer almaktadır.

         

                                            İhbar

7 – Teyid Bankası                                                İhracatçı

      (Muhabir banka)                                           (Lehdar)

      (Görevli banka)

      (ihbar bankası)

Küşat mektubunu alan banka açılan akreditifi lehdara (ihracatçıya) bir refakat mektubu ile gönderir. Bu işleme ihbar denir.

       

                                      Mal

8 – İhracatçı                                                        Alıcının gümrüğü

İhracatçı malları kararlaştırılan nakil vasıtasına yükleyerek (ihracatçının bulunduğu ülkedeki) alıcıya en yakın gümrüğe gönderir.

 

                                     Vesaik

9 – İhracatçı                                                        Görevli Banka

İhracatçı göndermiş olduğu mala ait sevk evrakını (vesaik) kürşat mektubunda istenildiği şekilde ve aksi kararlaştırılmadıkça yüklemeden itibaren 21 gün içinde ibraz etmek zorundadır. Bu süre istenirse daha aza indirilebilir ancak; uzatılamaz.

 

10 – Görevli banka kendisine ibraz edilen vesaikin akreditif şartlarına uygun olup olmadığı inceler. İnceleme süresi 7 gündür.

 

11 – Vesaiki inceleyen banka, vesaiki uygun bulursa ihracatçıya ödeme yapar ve durumu akreditifi açan bankaya bildirir.

 

12 – Vesaik akreditif açan bankaya gönderilir.

 

13 – Akreditif açan banka kendisine ulaşan vesaiki mal bedelini tahsil ederek ithalatçıya teslim eder.

 

14 – İthalatçı vesaik ile birlikte Gümrük Beyannamesini hazırlar ve gümrüğe başvurur.

 

15 – Gümrük işlemlerinin tamamlanmasının ardından mallar teslim alınır.

3-1-Akreditiflerdeki Süreler

 

A – Amir Bankanın Akreditif Açması için Gereken Süre

İthalat yönetmeliğimize göre kendilerine akreditif açılması için müracaat eden bankalar bu başvuruyu 5 iş günü içinde sonuçlandırmak zorundadır.

 

B – İhbar Edilen Akreditife İtiraz Süresi

İhracatçı ihbar mektubunu aldıktan sonra akreditife 7 gün içinde itiraz hakkına sahiptir.

 

C – Yükleme Vadesi

Her akreditifte malların yüklenmesi gereken en son tarihi belirten bir yükleme vadesi bulunmalıdır.

 

D – Akreditif Vadesi

Yine her akreditifte bir akreditif vadesi bulunmalıdır. Akreditif vadesi vesaikin ibraz edilip paranın ödenmesi gereken son günü ifade eder.

 

E – Vesaik İbraz Süresi

Yüklenmeyi müteakip hazırlanan vesaik 21 gün içinde aracı bankaya ibraz edilmelidir. Bu süre akreditif şartlarına (küşat mektubuna) yazılması koşulu ile daha da kısaltılabilir. Küşat mektubuna yazılmayan süre 21 gün olarak algılanır.

 

F – Posta Süresi

Vesaik bankalar arasında en güvenilir posta araçları ile taşınmalıdırlar. Posta süresini kısaltmak için hızlı kurye firmalarından yararlanılabilir.

 

G – Ödeme Vadesi

Ertelenmiş ödemeli (vadeli) akreditiflerde ihracatçıya ödemenin yapılacağı vadeyi gösterir. Ödeme vadesi genellikle iki şekilde tespit edilir ve ödeme tek bir partide yapılır.

Ø  Yüklemeden itibaren…gün sonra.

Ø  Fatura tarihinden itibaren…gün sonra.

 

3-2-Akreditiflerde Muhabir Masrafları

 

ICC md. 18/c-I gereği hizmetin yapılması için diğer bir tarafa talimat veren taraf komisyon, ücret ve diğer masrafları karşılamakla yükümlüdür. Bunun anlamı akreditifi açtıran taraf aksi belirtilmedikçe tüm masrafları ödemek zorundadır. Aracı bankalar genel olarak aşağıdaki komisyon ve masrafları talep ederler:

Ø  İhbar komisyonu (Advising Commission) (her üç ay için)

Ø  Teyid komisyonu (Confirmation Commission) (her üç ay için)

Ø  Ödeme komisyonu (Payment Commission) (her üç ay için)

Ø  Posto masrafları (Postal Charges)

Ø  Teleks/Swift masrafları (Teleks/Swift Charges)

Bu masrafları en aza indirmek için süreleri uzun tutmakta yarar vardır.

 

3-3-Akreditif Çeşitleri

 

a)Kabili rücu/Gayrikabili rücu akreditifler

Vadeden önce iptal edilebilip edilemediğine göre akreditifler; kabili rücu veya gayrikabili rücu olabilirler. Bütün akreditiflerin kabili rücu veya gayrikabili rücu olduklarının açıkça gösterilmesi şarttır. Bunun gösterilmemesi haline akreditif kabili rücu sayılır. [8]

 

Ø  Kabili rücu akreditif (Revocable credit):Bu tür akreditifin, akreditif açan veya ödeme yetkisi veren banka tarafından her an iptali veya şartlarında değişiklik yapılması mümkündür.Bankalar, kabili rücu akreditiflere dayanarak ödeme yapmaktan çekinirler.Gayrikabilirücu oldukları açıkça belirtilmeyen akreditifler, belirli bir vadeyi içerseler dahi, kabili rücu sayılırlar.Bu akreditif daha ziyade alıcının lehine bir akreditiftir.

 

Ø  Gayrikabili rücu akreditif (Irrevocable credit):Gayrikabili rücu akreditif; öngörülen akreditif şartlarına tamamen uyulması kaydıyla belirlenen süre içerisinde çekilecek poliçelerin akreditif açan banka tarafından kabul edileceği veya ödeneceği hakkında kesin bir taahüdü içeren akreditiftir. Bütün tarafların izni alınmadıkça, gayrikabili rücu bir akreditif iptal edilemez ve şartları değiştirilemez.Bu akreditif de satıcının lehine bir akreditiftir.

 

 

b)Teyitli / Teyitsiz Akreditifler

Açılması sırasında lehdara karşı muhabir bankanın da sorumlu olması istenilip istenilmediğine göre akreditif teyitli veya teyitsizdir.[9]

 

Ø  Teyitli Akreditif (Confirmed Credit):Muhabir banka, akreditifi lehdara ihbar ederken amir bankanın talimatına dayanarak kendi teyidini de eklemiş ve böylece akreditifi açan bankanın yükümlülüğünü yerine getireceğine dair kendisi de sorumluluk almış bulunursa, bu teyitli akreditif olur.

 

Ø  Teyitsiz Akreditif (Unconfirmed Credit):Bu tür akreditifte ise muhabir banka akreditif lehdara sadece ihbar eder. Bu akreditif türü alıcının menfaatine uygun bir akreditiftir.

 

c) Adi, rotatif Akreditifler

Bir defa  kullanılmakla hükümden düşüp düşmeyeceğine göre akreditif adi veya rotatiftir.

 

Ø  Adi akreditif (Fix credit):Akreditif talimatında belirtilen limit, çekilecek poliçelerle bir defa kullanılınca akreditif hükümden düşer. Adi akreditiflere dayanılarak akreditif limitini toplam olarak aşmamak kaydıyla birkaç defa poliçe çekilmesi de mümkündür. Rotatif şekilde açıldıkları belirtilmemiş olan akreditifler adi akreditif sayılır.

Klasik akreditif tipidir.

Ø  Rotatif akreditif (Revolving credit):Rotatif akreditif, bir kısmı veya tamamı kullanıldıkça ek bir değişiklik talimatına gerek kalmaksızın aynı şartlarla ve aynı tutar için otomatik olarak yenilenen akreditiftir.İki şekilde açılabilir;

v  Süreye bağlı rotatif

v  Partiler halindeki rotatif akreditifler

 

d)Görüldüğünde ödemeli, vadeli (ertelenmiş ödemeli) akreditifler, kabul akreditifleri, iştira akreditifleri

Kullandırma şekline göre dört çeşit akreditif vardır.[10]

 

Ø  Görüldüğünde ödemeli akreditif (Sight payment credit):Görüldüğünde ödenecek olan akreditifte ödeme;

v  Amir bankaca veya

v  Amir bankanın verdiği yetkiye dayanarak teyit veya ihbar bankasınca ya da,

v  Diğer bir bankaca,

lehdarın, akreditif şartlarına uygun vesaiki ibraz etmesi üzerine yapılır.

 

Ø  Vadeli (ertelenmiş ödemeli) akreditif (Deferred payment credit):Vadeli (ertelenmiş ödemeli) akreditif alıcıya, mal bedelini, vesaik eline geçtikten bir süre sonra ödeme imkanı veren akreditiftir.Bu akreditifte yükleme ve akreditif vadesinden ileri bir tarihi taşıyan ödeme vadesi bulunur. Ödeme vadesi genellikle iki şekilde tesbit edilir;

v  Yüklemeden itibaren …… gün sonra veya;

v  Fatura tarihinden itibaren …… gün sonra.

 

Ø  Kabul akreditifi (Accaptance credit):Vadeli satışlarda kullanılan kabul akreditiflerinde poliçe, satıcı ile alıcı arasındaki anlaşmaya göre; ibrazından bir süre sonra ödenmek üzere belli bir vade ile ya alıcı veya yabancı muhabir banka üzerine keşide edilir. Vadeli (ertelenmiş ödemeli) akreditiflerde vesaikin bir poliçeye ilişkin olarak bankaya verilmesi şart olmadığı halde kabul akreditiflerinde vesaik bir poliçe ilişiğinde bankaya teslim edilir.

Ø  İştira Akreditifi/İştira Edilebilen Akreditif(Negotiating type credit/Negotiable credit):İştira akreditifinde ödeme, akreditif şartlarına uygun olarak düzenlenmiş ve poliçeye başlı vesaik amir bankaya geldikten sonra yapılır.Poliçeler akreditif şartlarına uyularak lehdar tarafından; akreditif amiri, amir banka veya akreditifte gösterilen diğer bir muhatap banka üzerine, ibrazında ödemeli veya vadeli olarak çekilebilir. İştira akreditiflerinde, amir banka ve varsa, teyit bankası; lehdar tarafından bu akreditife dayanılarka çekilebilecek poliçelerin ödeme yükümlülüğünü, diğer akreditiflerden farklı olarak, yanlız keşideciye 8lehdara) karşı değil iyi niyetli hamillerine karşı da üstlenmiş olur.

e) Karşılık akreditif (Back-to-back credit)

Back to bock akreditifte lehdar, akreditif ihbar eden bankaya başvurarak, kendi lehine açılmış olan akreditif teminat olarak göstermek suretiyle ikinci bir lehdar lehine akreditif açılmasını ister. Banka kabul ettiği takdirde ilk akreditifin koşullarına bağlı olarak yeni bir akreditif açar. [11]İlk lehdar, yeni akreditif bedelinin ödenmesini ilk akreditif tutarının tahsiline bağlayamaz. Bankayı ayrıca ramburse etmesi gerekir.Genellikle transit ticaret işlemlerinde karşımıza çıkar.

 

f)Devredilebilir akreditif (Transferable credit)

Devredilebilir akreditif, lehdarı tarafından ikinci bir lehdara devredilebilen akreditiftir. Devredilebilir akreditiflerde genellikle ilk lehdarın malın üreticisi değil komisyoncusu olduğu durumlarda başvurulmaktadır. Gayrikabili rücu akreditifler devredilebilir olarak açılabilirler. Devredilebilir bir akreditif sadece bir kez devredilebilir. Akreditifi devir alan ikinci lehdar akreditifi tekrar bir başkasına devredemez. Gelen akreditif üçüncü lehdara devredilemez ancak; bölünebilir. Buna da divisible L/C denir.

 

 

g) Teminat – İhtiyat Akreditifi (Stand-by L/C)

 

Bu tür akreditiflerde amir banka akreditif amirinin kefili sıfatıyla ve amirin üstlendiği bir yükünlülüğün yerine getirilmesini alıcı veya işverene karşı doğrudan veya onun bankası vasıtasıyla garanti eder. Kısaca stand-by L/C bir kontgarantidir.

 

 Normal ticari akreditiflerde amir banka, belirli bir işlemin yerine getirilmesi halinde lehdara ödemede bulunurken, ihtiyat akreditiflerinde ödeme belirli bir işlemin yerine getirilmediği zaman gerçekleştirilmektedir.[12]Bu tür akrditifler belirtilen farklılık nedeniyle değişik bir rol üstlenmekte, genellikle büyük bir inşaatın taahüd işleri ile uzun vadeli satışlarda bir teminat olarak kullanılmaktadır.

 

h)Kırmızı Şartlı Akreditif (Peşin Ödemeli Akreditif) (Red Clause L/C)

 

Bazı durumlarda ithalatçı firmalar, ihracatçılarına sevkiyatın yapılmasından önce peşin ödeme yapmak isteyebilirler. Bir başka deyişle ithalatçı açmış olduğu akreditifin tamamını veya bir bölümünü peşinen ihracatçıya kullandırabilir. Bu durumda ithalatçı bankasından ihracatçı lehine red clause bir akreditif açması talebinde bulunur.

 

Bütün akreditif nevilerinde akreditifin kullanılması, malların sevk ve vesaikinin bankaya tevdi olunmasına bağlı bulunduğu halde red clause akreditif, sevk ve belgelerin ibrazına gerek kalmaksızın ödeme yapmaya imkan vermektedir.

 

ı) Yeşil Şartlı Akreditif (Peşin Ödemeli Akreditif) (Green Clause L/C)

 

Akreditifi açan banka lehine- akreditifin kullanıcısı tarafından bir teminat mektubu verilmemişse, red clause akreditifleri açtıran firmalar büyük risklere girerler. Bu riskler green clause akreditifler için en aza indirilebilir. Green clause akreditif de, ihracatçının malları sevk etmesinden önce akreditiften tahsilat yapmasına olanak tanımaktadır.Ancak bu peşin ödemeler malların mülkiyetini bankaya devreden ambar teslim makbuzları ile garanti altına alınmaktadır.

 

4-AKREDİTİFLERDE ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR

Akreditif açıldıktan sonra çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunlar bankaların aracılığı ile giderilmek zorundadır. Akreditif şartlarına, istenilen evrak türüne, sayısına, yükleme ve boşaltma yerlerine, taşıma araçlarına veya sürelere ilişkin sorunlar karşılıklı uzlaşma ve bankaların  aracılığı ile giderilebilir. Her türlü değişiklik bankaların onayı ve yardımı ile çözülür.

4-1-Reserv (Dıscrepancıe)

Akreditif konusu mallar yüklenip buna ilişkin vesaik bankaya ibraz edilir. Bankalar kendilerine sunulan belgeler üzerinde akreditif şartlarına uymayan hususları belirleyerek ihracatçıya bunları düzeltme talebinde bulunur. İhracatçının düzeltemeyeceği durumlarda ise akreditife rezerv koyarak amir bankaya eksikleri bildirir. [13]Amir bankadan eksik hususların kabul edilip edilmeyeceği sorulur. Amir banka ise kendisine ulaşan bu talebi  ithalatçıya bildirir. İthalatçıdan alınacak yanıta göre muhabir bankaya cevap verilir. Bu yanıta rezerv kabulü veya ödeme emri de denir.Rezervler genellikle karşımıza iki şekilde çıkmaktadır.

4-1-1 – Evrak sayısında hata

Akreditif şartlarında sıralanan belgeler bazen eksik sayıda iibraz edildiği gibi bazen de hiç ibraz edilmeyebilir. Örneğin 4 adet fatura yerine 3 adet ibrazı gibi veya menşei şehadetnamesinin veya ATR belgesinin ibraz edilmemesi gibi. Bu durumda ihracatçıdan eksik belgeler talep edilir. İhracatçı eksikliği gideremez ise kendisine ödeme yapılmayarak rezerv bildiriminde bulunulur.[14]

 

4-1-2 – Evrak İçeriğinde Hata

Belgeler tam ve eksiksiz olarak ibraz edildiği halde üzerinde yazım hataları olabilir. Örneğin mal sayısında hata, toplama hatası, birim fiyat hatası veya miktar hatası gibi. Böyle durumlarda da evrak üzerindeki hatalar ihracatçı tarafından giderilemiyorsa rezerv konusu olur. Rezerv bildirimini müteakip amir bankadan gelecek ödeme emrine kadar ihracatçıya ödeme yapılamaz.

 

İhracatçılar bankalara vesaik ibraz ederken çok dikkatli davranmalıdırlar. Akreditif şartlarında yazılı belgeleri tam ve eksiksiz olarak hazırlayıp bankaya ibraz edilmelidir. Yine yazım hatalarına dikkat edilmelidir. Bu tip sorunlar ihracatçıya parasının geç ödenmesini gerektiren sebepler ortaya çıkarır. Bu sebeple, ihracatçı olarak çok özenli ve itinalı davranmakta yarar vardır. Rezerv demek ihracatçı açısından zaman kaybı ve eline parasının geç ulaşması demektir.

 

4-2-Akreditifte Taraflar Ve Tarafların Sorumluluk Ve Yükümlülükleri

4-2-1-Akreditif Amiri(Applicant)

Akreditif amiri akreditifi açtıran alıcı (ithalatçı)dır. Alıcı, malı almak için satıcı ile bir sözleşme yapar ve akretifin açtırılmasını bu sözleşme ile ister. Satış sözleşmesi, akretifi açan ve ödemeye aracılık eden bankaları doğrudan doğruya ilgilendirmez ve bağlamaz. [15]Akreditif amiri, banka ile ayrı bir ilişki içindedir. Amir, akreditif gereğince lehdara ödeyeciği parayı bankaya ilk istekte ödeme yükümlülüğünü kabul eder.Amirin, akreditifin açılmasına ve şartlarında değişiklik yapılmasına ilişkin talimatının eksiksiz ve kesin olması gerekir.[16]

 

4-2-2-Amir Banka (Opening or issuing bank)

Akreditif amirinden aldığı talimata dayanarak akreditifi açan bankaya amir banka denir.

Amir banka;

Ø  İthalatçının bankasıdır, akreditifi açar,

Ø  Akreditifi lehdara çoğunlukla, lehdarın bulunduğu ülkedeki bir muhabir banka aracılığı ile ihbar eder. Lehdara ihbarı doğrudan doğruya amir bankanın yapması da mümkündür. Amir banka akreditifin lehdara ihbarını ve ödenmesini doğrudan doğruya kendisi yapabileceği gibi, lehdarın düzenlediği poliçeleri de kendisi kabul edebileceği veya ödeyebileceği gibi bu işlemleri yapması için bir başka bankayı da yetkili kılabilir.

Ø  Lehdarın; akreditif vadesi içinde akreditif şartlarına uygun vesaiki ibraz etmesi halinde poliçeyi kabul eder veya lehdara rücu hakkı olmaksızın ödemeyi yapar. Poliçenin kabulü ve ödenmesi için başka bir bankayı yetkili kılması da mümkündür.

 

Banka risk altına girmemek için, herhangi bir ödeme yaparken akreditif şartlarına uyulmuş olup olmadığını büyük bir titizlikle araştırmak zorundadır. Akreditif şartlarına uygun bulunmayan vesaikin bağlandığı bir poliçeyi ödeyen bankanın, ödediği parayı müşterisinden tahsil edememesi mümkündür. Akreditif şartlarına uygun vesaiki kabul etmeyen banka ise; müşterisine, lehdara ve poliçe hamili üçüncü kişilere karşı sorumlu duruma düşer.

 

Amir banka, akreditif talimatı dolayısıyle, amire karşı, akreditifi açan banka olarak kabul ettiği yükümlülükler dolayısıyla lehdara karşı, teyidli akreditiflerde verdiğiteyid talimatı dolayısıyla teyid bankasına karşı, verdiği ödeme, kabul, iştira yetkileri dolayısıyla da ödeme, kabul ve iştira bankalarına karşı sorumludur.

 

4-2-3- Akreditif Lehdarı (Beneficiary)

Akreditif lehdarı, lehine akreditif açılan (malları ihraç edecek olan) kişidir.Akreditif lehdarı, akreditif şartlarını yerine getirmek suretiyle, poliçe çekmek ve taraflardan yükümlülüklerinin yerine getirilmesini istemek hakkına sahiptir. Ancak; lehdar hiçbir zaman bankalar arasındaki veya akreditif amiri ile amir banka arasındaki sözleşme ilişkilerinden yarar sağlayamaz.

 

4-2-4-Aracı Banka (Intermediary Bank)

 

Aracı banka, akreditif şartlarına göre; lehdarın bulunduğu ülkede akreditifi lehdara ihbar veya teyid eden, ödemeyi yapan veya ibraz edilen poliçeye kabul ya da aval imzası koyan, yahut poliçeyi iştira eden bankadır. Bu banka, akredif açan bankanın muhabiri olabileceği gibi lehdarın bankası da olabilir.

 

Ø  İhbar veya teyid Bankası (Advising or confirming Bank):İhbar bankası, akreditifi lehdara, teyitte bulunmaksızın sadece ihbar eden bankadır.Teyid Bankasının sorumluluğu amir bankanın sorumluluğu derecesindedir. İlerde sorumlu duruma düşmemek için teyid bankası, şartları açıklıkla ifade edilmemiş olan akreditifi teyid etmez.Teyid bankası, akreditifi teyid ettiği lehdara karşı sorumludur.

 

Ø  Ödeme veya kabul Bankası (Paying or accepting bank):Ödeme bankası; ödemeyi yapmaya yetkili kılınan, vesaik bedelini ödeyecek ve üzerine poliçe çekilecek olan bankadır.Kabul Bankası; üzerine vadeli poliçe çekilecek olan ve keşide edilecek poliçeleri kabule yetkili kılınan bankadır.Tüm akreditiflerde, ödemeyi yapacak olan bankanın (ödeme bankası) veya poliçeleri kabul edecek olan bankanın (kabul bankası) belirlenmiş olması gerekir.

 

Ø  İştira Bankası (Negotiating Bank):İştira bankası; akreditife dayanarak çekilen poliçeleri iştira etmesine yetki verilen Banka veya poliçeleri iştira eden herhangi bir bankadır.

 

Ø  Rambursman Bankası (Reimbursing Bank):Rambursman bankası; ödeme veya kabul bankası ile iştira bankasını ramburse edecek (bu bankalarca ödenen paraları kendilerine geri verecek) olan bankadır.

 

 

5-HUKUKİ YÖNDEN AKREDİTİFLERİN İNCELENMESİ

5-1-Akreditiflerin Hukuki Tanimi

Akreditif iki ülke arasındaki mal alışverişinde satış akdinin yerine getirilmemesi sebebiyle tarafların zarar görmesini önlemek veya bu zararı asgari hadde indirmek gayesiyle muteber bir bankanın araya girmesiyle yapılan ve ödemenin bir aracı bankaya sevk vesaikinin teslimi karşısında yapılmasını temin eden yazılı bir vasıtadır. [17]

Akreditifin hukuki mahiyetine ilk defa 1957 senesinde Tolun bir makalesi ile değinmiştir. Tolun'u, 1961'de Banka ve Ticaret Hukuku Enstitüsü tarafından yayınlanan ve 1980'de ikinci baskısı yapılan "Akreditif Muamelesi ve Hukuki Mahiyeti" adlı eseri ile Göger izlemiştir. Bu iki eser dışında akreditifin hukuki mahiyetine özel önem veren başka bir eser mevcut değildir. Bu iki eserde de akreditifin hukuki mahiyeti konusunda Türk hukuku açısından havale, mücerret borç vaadi ve vekalet akdi görüşlerinin savunulduğunu görmekteyiz. Akreditifin hukuki mahiyeti konusuna Yüksel, Bilge, Uluç, Somuncu oğlu, Özdeler ve Reis oğlu çalışmalarında yer vermişlerdir. Genel olarak akreditifin hukuki mahiyeti saptanırken Borçlar Hukuku kurallarından hareket edilmiş ve akreditif, bazen itibar mektubu, bazen garanti akdi, havale, üçüncü kişi lehine sözleşme veya kefaletle izah edilmek istenmiştir. Borçlar Hukukunun özel münasebetlere ayrılan kısmı Türk Ticaret Kanunu'nda veya özel kanunlarla ilgili bazı işlemlere kendi bünyesinde yer vermiş bulunmaktadır. Aslında akreditifin düzenlenmesi gereken Kanun Türk Ticaret Kanunudur. Dolayısıyla akreditifle ilgili işlem ve müesseseler Türk Ticaret Kanununda yerelması gerekirdi. Borçlar Kanununun 299-403 üncü maddeleri itibar emrine (akreditif) aittir. Bilge, itibar mektubu ile akreditifin aynı şeyler olarak kabul etmiştir. Borçlar Kanunun 399 uncu maddesinin f.1 hükmüne göre itibar mektubu öyle bir muameledir ki onunla mektubu ihdas eden şahıs, mektuba tayin olunan üçüncü bir kişiye talep edeceği miktarda para ve emsali şeyin verilmesi hususunda muhatabı (mürselünileyhi) tevkil eder. Bilge'ye göre, itibar mektubu ihdas eden (mektup sahibi ile) ekseriya bir banka olan muhatap arasında bir vekalet münasebeti, mektubu ihdas edenle onu alan (üçüncü kişi) arasında da bir salahiyet (yetki) ilişkisi doğurur. Zira muhatap üçüncü şahsın mektubu ibraz etmek suretiyle isteyeceği miktarda paranın ödenmesi hususunda bir vekalet almış olur, kendisine itibar verilen üçüncü şahıs ise ihtiyacı olan parayı muhataptan almak yetkisine sahip olur. İşte böylece vekalet ve yetki münasebetini bünyesine birleştirmiş olmasından ötürü kanun (B.K. 399 I) itibar mektubunun vekalet ve havale hükümlerine tabi olacağını belirtmiş bulunmaktadır.

Bilge'ye göre itibar mektubu vekâletten ziyade havaleye daha yakındır. Uluç ise Bilge ile aksi görüştedir. Uluç'a göre, itibar mektubu akreditif ile karıştırılmaktadır. Her iki müessese de birbirlerine benzemelerine rağmen yakından incelendiklerinde aralarında esaslı farklar mevcuttur. İtibar mektubu Borçlar Hukukuna göre leh dar bakımından bir havaledir. Akreditif ise vekâlet ve mücerret (soyut) borç ilişkisidir. "İtibar mektubu leh darın elinde bulunan bir belgedir. Leh dar onu banka veya onun yerinde bulunan kimseye ibraz ile alacağını elde eder. Akreditifte ise böyle bir belge söz konusu olmamakta, leh dar belli şartları yerine getirdikten sonra alacağını bankadan alabilmemdedir. Ayrıca itibar mektubunda leh dar olan kişiye bir kredi verilmesi gayesi güdülmesine rağmen, akreditifte gaye akreditif bedelinin banka aracılığı ile satıcıya ödenmesidir. Bu sebeplerden Uluç, Bilge'nin fikrine katılmamaktadır. Göger, itibar mektubunu akreditif olarak kabul etmemiştir. Çünkü itibar mektubu sayılması halinde muhatabın itibar mektubunu kabulü gerekecektir. Gününüzde akreditif ile ilgili görüşleri iki ana grupta toplayabiliriz. Bunlar tek bir müessese ile tayine çalışan görüş ile iki veya üç ayrı akitden kurulu bir hukuki muamele olduğu görüşüdür.

5-2- Akreditifin hukuki mahiyetini tek bir hukuki müessese ile tayine çalışan görüşler

Bu görüşü benimseyenler, akreditifin hukuki mahiyetini kefalet, üçüncü kişi yararına şart, vekalet, borcun nakli, havale müesseselerinden biri ile açıklamaya çalışmışlardır. Bu görüşler içinde akreditife en çok iddia edilen havale olmuştur. Yüksel'e göre; akreditif hem itibar mektubuna hem de havaleye benzer. Akreditifte itibar mektubu gibi muhabir bankanın yapacağı ödemeyi kabul etmek konusunda belirli bir vade ile kayıtlı bir imkan elde edilir. Yüksel, havale ile aralarında bazı farklara rağmen akreditifi havale olarak nitelendirmiştir. Daha önceki açıklamalarımızda Bilge'nin akreditifi itibar mektubu ve havale olarak kabul ettiğini belirtmiştik. Tolun' da akreditifin bir havale olduğunu kabul etmiştir.[18] Tolun alıcı, satıcı ve banka arasındaki ilişkileri üçe bölerek ele almış ve banka ile alıcı arasındaki ilişkinin B.K.547 inci maddesi gereğince bir havale olarak nitelendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. B.K. madde 457'ye göre havale öyle bir yetki verme muamelesidir ki onunla muhalünaleyh (havale ödeyicisi), muhil (havaleci) hesabına nakit veya sair misli şeyleri muhalünlehe (havale alıcısı) ödemeye ve muhalünleh de bunları kendi namına kabza mezun kılınır. Tolun'a göre; akreditif, havalenin ticari hayatta kullanılan hususi bir çeşididir. Akreditifte de durum aynıdır ve alıcı, malların satış bedelini bazı belgeler mukabilinde satıcıya ödemesi için bir bankaya yetki vermektedir. Zarakolu'da akreditifi bir havale olarak kabul etmiştir. Buna karşılık Özdeler, akreditifin havale olmadığı görüşündedir. Akreditifin hukuki mahiyeti Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 4.11.1964 tarih ve 637 sayılı Kararı ile incelenmiş ve havale olarak kabul edilmiştir. Yargıtay'ın 4.11.1964 tarih ve 637 sayılı Kararını incelemeden önce dava konusunu özetleyelim.

Türkiye Zirai Donatım Kurumu Genel Müdürlüğü ile Grana (Export Import Agencies Norveç) arasında bir satım akdi yapılmış ve satım akdinde ödemenin dönülmez teyitli olması belirtilmiştir. Zirai Donatım Kurumu bu gaye ile mahaldeki bir bankaya (İş Bankası) müracaat ederek dönülmez teyitli akreditifi açtırmıştır. İş Bankası Norveç'deki muhabir bankası Christiana Bank'a başvurmuş ve Chistiana Bank'ta akreditif alacaklısı (Grana) lehine akreditif açmıştır. Akreditif amirinin akreditif bankasına (amir banka) gönderdiği yazıda ödemenin ihracata mahsus resmi tasvip şahadetnamesine dayanarak yapılması istenmiştir. Akreditif alacaklısı (leh dar) Norveç Üniversitesinden aldığı müstahsilin tahliline göre şartını taşıyan şahadetnameyi muhabir bankaya sunmuştur. Muhabir banka da bu şahadetnameye dayanarak leh dara ödemede bulunmuştur. Muhabir banka gerekli vesaik amir bankaya (İş Bankası) göndermiştir. Amir Banka vesaik kabul etmiş ve muhabir bankaya ödemede bulunulmuştur. Malın Türkiye'ye gelişinden sonra özürlü olduğu anlaşılmıştır. Zirai Donatım Kurumu ihracata mahsus resmi tavsif şahadetnamesi yerine müstahsilin tahliline göre şartını taşıyan belgenin amir banka tarafından kabul edilmesinin aralarındaki akde aykırı olduğunu belirtmiş ve gerekli ihtimamı göstermemiş olan amir bankanın zararını ödemesini istemiştir. Yargıtay, akreditif bankasının (borçlunun) zararı tazmin ile yükümlü olup olmadığı araştırılırken akreditifin hukuki mahiyetinin incelenmesi zorunluluğunu duymuştur. Yargıtay akreditifin hukuki mahiyet ile ilgili şu açıklamayı yapmıştır. "Akreditif, mal satısalmış bir kimsenin, bir banka ile yaptığı anlaşma üzerine o bankanın belgeli belgeleri satıcı tarafından ibrazı karşılığında bu satıcıya satış parasını ödemesini hedef tutan bir akittir, diye tanımlanabilir. Buna göre, alıcı, bankaya kendi hesabına satış parasını satıcıya ödeme yetkisini ve satıcıya da satış parasını kendi hesabına bankadan alma yetkisini vermektedir. O halde bu Borçlar Kanununun 457 inci maddesindeki (havalenin) tanımlanmasına uygun bir işlem, diğer bir deyimle, havalenin uygulandığı bir işlemdir. Havale kayıtsız şartsız olabildiği gibi herhangi bir şartta, mesela belli belgelerin ibrazı şartına bağlı olabilir. Bundan dolayı belgelerin ibrazı şartı işlemin havale sayılmamasını gerektirmez. Kendisine karşı havale işlemi yapılan banka, yani akreditifin açılması için kendisine başvurulan banka, kendi yararına havalede bulunan (yani sattığı malın parasını alacak olan) satıcının bulunduğu yabancı ülkede, genellikle şubesi olmadığından, oradaki bir bankanın yardımı ile ödemeyi yaptıracaktır ki ticaret dilinde buna muhabir banka denilir. Bu muhabir banka, belli kâğıtların ibrazı karşılığında akreditif konusu mal parasını, yani satıcı yararına havale olunan parayı öder".

Yargıtaycımız akreditifin hukuki mahiyetini belirledikten sonra akreditifi havale olarak kabul etmiştir. Kararında ise akreditif bankasını (amir bankayı) haklı bulmuş ve Zirai Donatım Kurumu davayı kaybetmiştir. İhracata mahsus resmi tasvip şahadetnamesi dünya bankacılık uygulamasında sıkça rastlanan ve şu anda artık kullanılmayan bir belgedir. Bankalara takdir hakkı bırakmayacak şekilde belgelerin ismi akreditif talimatında belirtilmelidir. Bankalara takdir hakkı bırakan bir akreditif emrinde, tüm sorumluluğun bankalara yüklenmesi gerekir. Şahsi kanaatimiz de Yargıtay'ın verdiği Kararda haklı olduğudur. Yalnız Yargıtay'ın havale görüşüne katılmıyoruz. Görüştüğümüz bankaların kambiyo uzmanları akreditifi şartlı havale olarak kabul ettiklerini belirttiler. Banka uzmanları "5.000 dolara kadar olan akreditif işlemlerinde küşat açılmayarak basit çift nüsha makbuz veya o mala ait konşimento veya malın faturasının ibrazı karışığında ödeme talimatı verildiğini, bunun da şartlı havale olduğunu" söylediler. Göger, belgeli akreditif muamelesinin hukuki mahiyetini tek bir hukuki kavram ile açıklamaya çalışan Yargıtay'ın görüşüne katılmamıştır. Göger'e göre akreditifin havale görüşü ile açıklanmaya çalışılması beraberinde bazı sorunlar getirmiştir. Havale görüşü ile beraber gelen ilk soru cayma konusudur. B.K. 461 inci maddeye göre cayma hakkı sadece akreditif amirine aittir. Hâlbuki Milletlerarası Ticaret Odası tarafından yayımlanan yeknesak kaide ve teamüllere göre akreditiften cayma bankalara da tanınmıştır.

 Amir banka, muhabir banka da cayma hakkına sahiptir. Üstelik akreditif çeşitlerinden teyitli gayri kabili rücu akreditifte cayma, muhabir banka, amir banka, leh dar ve amirin birlikte onayı olmadan gerçekleşmez. Yine teyitsiz gayri tabi rücu akreditifte cayma, muhabir banka, amir banka, leh dar ve amirin birlikte onayı olmadan gerçekleşmez. Yine teyitsiz gayri tabi rücu akreditifte ise amir banka leh dar ve amirin birlikte onayı olmadan cayılamaz. Bir başka sorun leh darın muhabir bankaya karşı mücerret alacak hakkı kazanmasıdır. Havale görüşünü benimseyenler bunu B.K. Madde 459'daki kabul kurumuna başvurarak açıklamaya çalışmışlardır. Oysa akreditifte havalede olduğu gibi ayrı bir kabul yazısı yoktur.

 Havale kabul edenin ihtirazı kayıt koyma hakkı yoktur. Oysa yeknesak kaide ve teamüllere göre (Madde 6) muhabir bankanın ihtiyari akreditif bankası (amir banka) ve muhabir banka, leh dara karşı ayrı ayrı mücerret borç ödeme taahhüdündedirler. Görüldüğü gibi çifte kabul vardır. Kabul kredisinde bir üçüncüsünü eklemek mümkündür. Havale ile ikili veya üçlü kabul kurumunu ve bankalar arası ilişkileri açıklamak mümkün değildir. Havale ile açıklanamayan diğer bir sorun başvurma (rücu) hakkıdır.

 Amir ve muhabir bankanın leh dara başvurma hakkı yoktur. Amir ve muhabir banka poliçeyi ıskonto etse bile leh dara (keşideciye) başvuramazlar. Oysa akreditifte, ilgisi olmayan üçüncü bir banka poliçeyi ıskonto veya ödemede bulunursa leh dar (keşideciye) başvurabilir. Bu karmaşık başvuru yöntemini havale görünüşü ile açıklamak imkansızdır. Akreditif muamelesi iki, üç ve hatta dört akdi ilişkiden meydana gelmektedir. Akreditifin gönderilmesi ile akreditif borçlusu ile akreditif alacaklısı arasında meydana gelen akreditif mukavelesi mücerret bir borç vaadi olarak kabul edilmelidir.

5-3- Akreditifin iki veya üç ayrı akitten kurulu birleşik bir hukuki işlem olduğu görüşü

Akreditifteki gelişmeler, akreditifin bir bütün olarak tek bir hukuki kavram içerisinde izah edilemeyeceğini göstermiştir. Çünkü akreditif her biri ayrı hukuki nitelikte olan akitler dizisidir. Bu sebeple akreditif işlemini bir bütün olarak ele alıp bu muameleyi belli bir hukuksal kalıba sığdırmak yerine akreditif işleminin parçalanarak, parçaların hangi hukuki kavram içerisinde yer alacağını tesbit etmek en sağlıklı ve doğru yöntemdir. Akreditif işleminin birden çok hukuki ilişkiyi kapsadığı fikri iki sorunu beraberinde getirmiştir. Birinci sorun doktrinde işlemin kapsadığı ilişki sayısıdır. Akreditif işlemlerinin üç, dört, beş ve altı ilişkiyi kapsadığını savunanlar vardır.

 Akreditifin hukuki mahiyetine Uluç üç, Göger ve Reisoğlu dört ilişki içerisinde açıklamaya çalışmışlardır. Şahsi kanaatimiz akreditifin hukuki mahiyetinin dörtlü tasnifle açıklanması daha uygundur. İkinci sorun akreditif işleminin kapsadığı hukuki ilişkilerin mahiyeti tartışmasıdır. Her bir ilişki doktrinde ayrı ayrı nitelendirilmiştir ve görüşler üzerinde oy birliği bulunmamaktadır. Akreditifin hukuki mahiyetini dörtlü tasnifle açıklamaya çalışacağız.

5-3-1- Alıcı (akreditif amiri) İle Satıcı, (leh dar) Arasındaki İlişki

Alıcı ile satıcı arasındaki ilişki alım-satım sözleşmesi ile düzenlenmiştir. Alım-satım sözleşmesi B.K. 182 inci ve devamı hükümlerine tabidir. Satım sözleşmesi, alıcının vermeyi yüklendiği bir miktar para karşılığı satıcının satım sonucu malı alıcıya teslim ederek mülkiyeti ona geçirme borcunu doğuran bir sözleşmedir (B.K.182/3). Satım akdinde yer alan akreditif şartının (akreditif açtırma borcu) yerine getirmeyen alıcı akdi ihlal etmiş olur ve mütemerrit (borçlu) duruma düşer (B.K. 107 b/3). Alıcı ile satıcı arasındaki ilişki alım-satım sözleşmesi ile açıklanmış olup, bu konuda herhangi bir tartışma yoktur.

5-3-2- Alıcı (akreditif amiri) İle Akreditif Bankası Arasındaki İlişki

Bu ilişki için iki fikir ileri sürülmüştür.

Ø  İstisna (eser akdi):İstisna akdi müteahhit denilen kişi ile iş sahibi denilen kişi arasında yapılan öyle bir akittir ki bununla müteahhit (taahhüt eden), iş sahibinin vermeyi taahhüt ettiği bir ücret karşılığında bir eser ortaya koyma borcunu yüklenir. (B.K. 355). Akreditif amiri ile akreditif bankası arasında istisna akdi mevcuttur. Akreditif amiri ile akreditif bankası arasındaki ilişki iki taraflı bir akittir ve akreditif amiri, bankada akreditifin açılıp ödemenin yapılmasını ve belgelerin kendisine verilmesini istemek hakkına sahiptir. Akreditif amiri akreditif bankasının muamelesinin ifasından doğacak komisyon ve diğer masraflardan dolayı akreditif bankasının alacaklısıdır.

Ø  Vekâlet akdi: Akreditif amiri ile akreditif bankası arasındaki ilişki vekalet akdidir. Vekâlet öyle bir akittir ki, bu akit geriğince vekil müvekkilin (vekalet veren) menfaatine ve iradesine uygun olarak bir iş görme borcunu yüklenir. (B.K.Md. 386). Akreditif bankası akitle yüklendiği hizmeti ifa etmek zorundadır. Bu hizmetine karşılık sözleşmede gösterilen veya teamüle dayanarak tesbit edilen ücreti istemek hakkına sahiptir. Akreditif amiri ile akreditif bankası arasındaki ilişki vekalet aktidir. Göger, 1961'de yayımlanan eserinin 69. sayfasında banka ile akreditif bankası arasındaki ilişkinin B.K. 386. maddesine tabi olacağını belirtmiş, ancak eserinin 82. sayfasında ise banka ile amir arasındaki ilişkinin eksik iki taraflı bir sözleşme olan vekaletle izah edilemeyeceğini ileri sürmüştür.

Göger, 1980'de yayımlanan eserinde ise bu çelişkiyi düzeltmiştir. Konusu vekalet olan eser akdi kavramı tüm hukuk düzenlerinde kanuni hükümlere bağlanamamıştır. Dünya hukuklarındaki genel eğilim, vekalet ve eser akitlerinden birisine kesin olarak sokulamayan akitler hakkında vekalet hükümlerinin uygulanması yolundadır. Akreditif ilişkisine taraf olanlar ile yeknesak kurallar ve uygulamalar açısından vekalet akdinin daha başarılı olduğu değişik ülkeler tarafından savunulmaktadır. Şahsi kanaatimiz o ki, akreditif amiri ile akreditif bankası arasındaki ilişki vekalet aktidir. Vekalet aktinde vekil, vekalet veren adına bir iş görmekle birlikte bu işi görme sonucunda bir sonuç yaratması gerekli değildir. İşin niteliğine göre sonuç da yaratabilir. İşin yapılması ile ilgili giderler vekalette müvekkile (vekaleti verene) aittir. Vekalette, vekil işi şahsen görmekle yükümlüdür. Oysa istisna aktinde, müteahhit aksi kararlaştırılmadıkça işi başkasına yaptırabilir. Vekalet ve istisna akitleri arasındaki farktan da anlaşıldığı gibi akreditif bankası ile akreditif amiri arasındaki ilişki vekalet aktidir.

5-3-3- Akreditif Bankası İle Muhabir Banka Arasındaki İlişki

Bir bankanın diğer bir bankanın muhabirliğini kabul etmesi ve bazı sorumluluklar yüklenmesi bir vekalet aktine veya ilişkinin niteliğine göre hizmet akti ile mümkündür. Muhabir banka açılan akreditifin türünü ve akreditif şartlarını lehdara tebliğ eder. Göger, akreditif bankası ile muhabir banka arasındaki ilişkiyi iki yönden ele almıştır.

Ø  İç ilişki : Akreditif bankası ile muhabir banka arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir.

Ø  Dış ilişki:

v  Akreditif amiri yönünden;

Akreditif amiri yönünden muhabir bankanın durumu iki şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. Bunlardan birincisi, muhabir banka akreditif bankasının ifa yardımcısıdır ve akreditif bankası muhabir bankanın kusurundan sorumludur (B.K. 100), görüşüdür. İkincisi ise istisna aktinin vekalet olduğu düşünülerek muhabir bankanın kusurundan akreditif bankasının sorumlu tutulmamasıdır. Göger'e göre vekalet akti anlayışı yeknesak kuralları, özellikle 20. maddenin hükmüne uygundur diyerek ikinci görüşü benimsemiştir. Göger, yeknesak kuralların 20. maddesi sorumluluktan kurtulma koşulu olmaktan ziyade hukuki ilişkiyi belirlemeye yardımcıdır. Göger, 1967'de yayımlanan makalesinde birinci görüşü benimsemiştir. Görüldüğü gibi daha sonra görüşünü değiştirmiştir .

v  Akreditif Alacaklısı Yönünden:

Akreditif alacaklısı (leh dar) yönünden muhabir bankanın durumu akreditif çeşidine göre değişmektedir.

Ø  Dönülebilir ve dönülemez akreditifte, muhabir banka akreditif bankasının vekilidir. Bu yüzden muhabir banka akreditif alacaklısının (leh dar) borçlusu değildir.

Ø  Teyitli akreditifte muhabir banka, akreditif alacaklısının (leh dar) borçlusu durumuna girmektedir ve muhabir banka ile akreditif alacaklısı arasında bir akdi ilişki vardır.

Göger'e göre; muhabir bankanın birincil (asli) ve ikincil (tali) edim mükellefiyeti vardır. Birincil mükellefiyeti poliçeyi kabul veya poliçeye iştira (devri) karşılığında malı temsil eden belgeleri, teslim almadır. Muhabir bankanın ikincil edimi, birincil edimi kolaylaştıran belgeleri akreditif bankasına gönderme, tahsil gibi yükümlülüklerdir. Muhabir bankanın bunların yanında üçüncü bir mükellefiyeti daha vardır, o da itinalı davranıştır. Birincil ve ikincil mükellefiyetini yerine getirmeyen muhatap banka B.K. md. 96 vd. hükümlerince sorumludur. Ayrıca B.K. Md. 389 göre de akreditif amiri ve bankasına karşı da sorumludur. Yani, edim konusunda muhabir bankanın itina mükellefiyeti vardır ve eksik itinadan sorumludur. İtinalı bir banka gibi hareket etmeyen muhabir banka bu davranışlar sonucu ortaya çıkacak davranışlardan sorumludur.

5-3-4- Akreditif borçlusu (akreditif bankası, muhabir banka) ile akreditif alacaklısı (leh dar) arasındaki ilişki

Akreditif borçlusu kural olarak bir bankadır. Akreditif bankası, dönülemez (gayri kabili rücü) akreditifte leh darın gerçek borçlusudur. Teyitli akreditifte ise akreditif bankasının yanında muhabir banka da sorumlu olmaktadır. Kabili rücu akreditiflerde, akreditif ihbarda bulunmaksızın iptal olunduğundan bankalarla leh dar arasında bağlayıcı bir taahhüdün olmadığı yeknesak kaide ve teamüller de kabul edilmektedir (Y.K.md.9). Gayri kabili rücu akreditifte ise akreditif bankası leh dara karşı kesin bir taahhüt altındadır. Akreditif bankası alıcısının borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek ödemeden kaçınamayacaktır.

 Teyitli akreditifte ise muhabir banka da, akreditif bankası (amir banka) gibi akreditif bedelinin leh dara ödeneceğini kesin bir taahhütle ifade eder. Bu taahhüt Reisoğlu'na göre; mücerret borç görüşünden ziyade garanti sözleşmesinin kabulü anlamındadır. Çünkü, muhabir banka kural olarak amir bankanın talebi üzerine ve onun garanti vermesi ile akreditif bankasına krediyi açmaktadır. Göger'e göre ise; bu taahhüt mücerret borç veya mücerret alacaktır. Akreditif sözleşmesi tam iki taraflı borç ilişkisidir.

Mücerret borç taahhüdü her tür akreditif şeklinde vardır. Akreditif şekilleri arasındaki fark, taahhütte bulunanın değişmesinden ibarettir. Yargıtay 10.2.1977 tarihli kararında akreditifi mücerret borç taahhüdü olarak kabul etmiştir. Özdiler'de Yargıtay'la aynı görüştedir.

 

TARAFLAR

1.      Amir (Applicant): Akreditif açtıran alıcı (ithalatçıdır)

2.      Amir Banka (Opening or Issuing Bank): Akreditif açan banka (ithalatçının bankası)

3.      Lehdar (Beneficiary): Lehine akreditif açılan kişi (ihracatçı)

4.      Aracı banka: Görevli, muhabir banka. Lehdarın bulunduğu ülkedeki banka

Ø  İhbar veya teyit bankası

Ø  Ödeme veya kabul bankası

Ø  İştira bankası

Ø  Rambursman bankası

 

5-4-Akreditif Bankasının Yükümlülükleri

Ø  Akreditif belgelerinin ibrazı karşılığında ödeme yükümlülüğü

Ø  Ertelemeli ödeme akreditifinde belirlenen vadede ödeme yapma yükümlülüğü

Ø  Akreditifin poliçe kabul koşulunu taşıması halinde akreditif bankasının kabul yükümlülüğü

Ø  Akreditif iştira kaydını taşıyorsa lehdar tarafından çekilen poliçeler karşılığında rücu etmeksizin keşideciye veya iyi niyet sahiplerine ibraz edilen belgeler karşılığında ödemede bulunmak

 

5-4-1-İştira

İştiraya yetkili kılınan banka tarafından poliçelerin veya vesaikin değerinin verilmesi anlamına gelir.

Bankalar vesaikin şekli, yeterliliği, doğruluğu, gerçek veya sahte olup olmadığı veya yasal sonuçları veya vesaikte yer alan veya sonradan eklenen genel veya özel şartlar dolayısıyla hiçbir yükümlülük veya sorumluluk üstlenmeyecekleri gibi vesaik konusu malların mevcut olup olmadığı veyadeğeri, tanımı, miktarı, ağırlığı, kalitesi, durumu,ambalajı, teslimatı veya malları gönderenlerin, taşımacıların, navlun komisyoncularının, malları sigorta edenlerin, alıcıların veya herhangi diğer bir kişinin iyi niyetine veya ihmallerine, mali durumlarına, icraatına veya ticari itibarına ilişkin olarak hiçbir sorumluluk ve yükümlülük kabul etmezler.

 

5-4-2-Akreditifteki Akitler

 

Ø    Amir ile lehdar arasındaki satış akdi. Taraflar arasında hizmet akdi veya stand by L/C lerde garanti akdi de söz konusu olabilir,

Ø    Amir ile akreditif bankası arasında vekalet akdi,

Ø    Akreditif bankası ile lehdar arasında mücerret borç ikrarı,

Ø    Akreditif bankası ile muhabir banka arasında vekalet akdi,

Ø    Akreditif bankası ile rambursman bankası arasında vekalet akdi,

Ø    Teyid bankası ile lehdar arasında mücerret borç ikrarı.

 

5-5-Türk Hukuku Açısından Değerlendirme

Türk hukuku akreditifi yasalarla düzenlememiştir. Sadece T.P.K.K ile ilgili 32 sayılı karar ve bu karara dayanarak çıkarılan yönetmelik ve tebliğler de akreditifle ilgili durumlara yer vermektedir.

 

Ø  ABD’de Uniform Commercial code (U.C.C.) akreditif detaylı olarak düzenlemiştir.

Ø  İTALYA’da Medeni Kanun’da (md. 1530) çok az bahsedilmiştir.

Ø  KUVEYT’te Ticaret Kanunu’nda düzenlemeler vardır.

Ø  BAHREYN’de Ticaret Kanunu’nda düzenlemeler vardır.

Ø  LİBYA’ da Ticaret Kanunu’nda düzenlemeler vardır.

Ø  SURİYE’ de Ticaret Kanunu’nda düzenlemeler vardır.

Ø  IRAK’ta Ticaret Kanunu’nda düzenlemeler vardır.

Ø  KATAR’DA  Medeni Kanun veTicaret Kanunu’nda düzenlemeler vardır.

Ø  LÜBNAN’da Ticaret Kanunu’nda düzenlemeler vardır.

Ø  TUNUS’ta Ticaret Kanunu’nda düzenlemeler vardır.

Ø  YEMEN’de Ticaret Kanunu’nda düzenlemeler vardır.

 

Farklı ülkelerde yerleşik taraflar arasındaki bir ihtilaf halinde 500 sayılı kurallara hangi milletin hukukunun uygulanacağı sorunu, davanın açıldığı ülkenin milletlerarası hukuk kuralları uygulanarak çözümlenir.

Türkiye’de 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkında kanun uygulanır. Tarafların açıkça bir kanun seçmemiş olmaları halinde borcun ifa yeri hukuku, borcun ifa yerinin birden fazla olması halinde borç ilişkisinin ağırlığını teşkil eden ifa yeri hukuku bu yerin de       tespit edilemediğ hallerde ise sözleşmenin en yakın irtibat halinde bulunduğu yer hukuku uygulanır. Akreditif sözleşmesinde borcun ifa yeri, akreditifin meblağının ödendiği yerdir. 500 sayılı kuralların 42. Maddesine göre belgelerin ibraz yerinin gösterilmesi zorunlu olduğundan, belgelerin ibraz edildiği yerde ödeme yqpıldığından genelde 24/11 madde uygulamasından sorumlu olmaz.

 

5-6-Akreditif Açma Teklif Mektubu[19]

 

MTO 1951 yılında yeknesak kuralların revizyonu ile birlikte “Akreditif açılışı ile ilgili Standart Formlar’I yayınlamıştır. 1970 de formlar revizyona tabi tutulmuştur. Halen yürürlüktedir. 1986 yılında 416/A sayılı rehber yayınlanmıştır. Standart Documentary Credit Application – Guidance Notes for Credit Applications”.

 

5-7-Bankaların Sorumlulukları

Ø  Görevli banka,  ödeme yapmaya, ertelemeli ödeme yükümlülüğü altına girmeye, poliçe kabul etmeye ve iştira işlemi yapmaya yetkili kılınmış olan bankadır. Her akreditifte görevli bankanın yetkisinin ne olduğu açıkça belirtilmelidir.

Ø  Görevli banka ile akreditif bankası arasında vekalet ilişkisi vardır.

Ø  Görevli bankanın lehdara karşı hiçbir yükümlülüğü yoktur. Teyid verirse yükümlülük altına girer.

Ø  Teyid bankası genelde görevli bankadır.

Ø  Görevli banka ile amir banka arasında akdi bir ilişki yoktur.

Ø  Görevli banka ile rambursman bankası arasında hukuki bir ilişki yoktur.

Ø  Rambursman bankası, talep halinde akreditif işleminin detaylarına girmeden, belgeleri incelemeden ödeme yapar.

Ø  Rambursman bankası ile akreditif bankası arasında vekalet ilişkisi vardır.

Ø  Akreditifte aksi belirtilmediği sürece bankalar akreditifte yeknesak kurallardaki diğer zaman sınırlamaları içinde ibraz edilmesi şartılyla akreditifin açılış tarihinden önceki bir tarihi taşıyan bir belgeyi kabul edeceklerdir.

 

 

5-7-1-Belgeleri inceleme yükümlülüğü olan kişiler kimlerdir?

Ø  Akreditif bankası

Ø  Teyid bankası

Ø  Görevli banka inceleme süresi 7 iş günüdür.

Ø  Bankalar belgeleri şekli, dış görünüşleri itibariyle inceleyecekler; bu incelemede ise makul özeni göstereceklerdir.

Ø  Belgeler dış görünüşleri itibariyle incelenecektir. Bu şekilde incelendiğinden belgelerin sahte olup olmadığı, tam olup olmadığı, geçerli olup olmadığı incelenemez.

Ø  Belgeleri tek tek dış görünüş itibariyle akreditif şartlarına uygun olup olmamaları yeterli olmayıp kendi aralarında uyumlu da olmaları gerekmektedir.

Ø  Akreditif koşulları arasında yer almayan belgelerin incelenmesini ne amir ne de lehdar talep edemezler.

 

5-7-2-Belgenin Reddi

Ø  Belgeler dış görünüşleri itibariyle akreditif koşullarına uygun olmalıdır.

Ø  Bankalar, belgelerin kendilerine ibraz edilmesini müteakip makul bir süre içinde, (makul süre azami 7 iş günü ile sınırlıdır), belgelere rezerv koyarak red etmelilerdir.

Ø  Belgelere konulan rezerv belgelerinin reddini gerektiren tüm uyuşmazlıkları içermelidir.

Ø  Belgelerin reddi ile birlikte bankanın belgeleri ibraz edenin emrinde tuttuğu veya ona iade etmekte olduğu hususuna yer verilmelidir.

Ø  Banka uygunsuzlukları belirtilen ret kararını tel haberleşmesi ile mümkün değilse diğer süratli yollarla gecikmeksizin ve belgelerin alındığı  günü izleyen yedinci iş günü bitiminden geç olmamak üzere belgeleri kendisine ibraz edene bildirmelidir. Bu bildiri, belgelerin alındığı bankaya veya lehdardan alınmış ise lehdara gönderilecektir.

Ø  Belgelerin geçerli olmamasından,

Ø  Mesajların çekilişindeki hatalardan,

Ø  Mücbir sebeplerden,

Ø  Akreditif bankasının akreditif nedeniyle  talimat verdiği bankaların fiillerinden BANKALAR sorumlu tutulamazlar.

Ø  Akreditifte uygun zannedilen belgelere dayanılarak hataen yapılan ödemenin iadesini talep haskkı için açılan davaya “ sebepsiz zenginleşme davası” denilir.

Ø  Akreditif meblağının ödenmemesi için ihtiyari tedbir kararı alınabilir.

Ø  Akreditif bankası hakkında ihtiyati tedbir kararı alınabilir, her ülkede ayrı ayrı kararlar alınmalıdır, on gün içinde dava açılmalıdır.

Ø  Akreditife ihtiyati haciz konulabilir

Ø  Lehdarın alacaklıları

Ø  Amirin alacaklıları tarafından

Ø  Akreditif belgeleri üzerine haciz konulabilir.

 

5-7-3- İFLAS[20]

Ø  Amirin iflası: Akreditif açılmadan önce iflas ederse akreditif açılamaz.

Ø  Akreditif açıldıktan sonra iflas ederse, akreditif devam eder ve belgeler iflas dairesine teslim edilir. Eğer akreditif bedeli ödenmemişse banka bedeli iflas dairesinden talep eder.

Ø  Lehdarın iflası: Bankanın sorumluluğu devam eder. Lehdar akreditif kendisine bildirildikten sonra iflas ederse yerini iflas dairesi alır ve ihracatı gerçekleştirir.

Ø  Bankanın iflası: Banka iflas ederse yerine geçecek idare; işlemlerini banka normal faaliyetlerini yürütüyormuşcasına sürdürür.

Ø  Akreditif bankası iflas ederse: Lehdar belgeleri ibraz etmiş ise ve bedeli sonra alacak ise bu alacak iflas idaresine kayıt ettirilir. Belgeler ibraz edilmeden iflas olursa lehdar belgeleri ibraz edemez; doğrudan amire gönderir ve satış bedeli talep edilir.

Ø  Görevli banka iflas ederse: Görevli banka iflas ederse devreden çıkar ve belgeler doğrudan akreditif bankasına gönderilir.

Ø  Teyit bankası iflas ederse: Akreditif teyit etmeden iflas ederse akreditif bankası ile vekalet ilişkisi sona erer. Yeni bir banka aranır.

Ø  Teyid verildikten sonra iflas ederse; lehdar belgeleri ibraz edemez ve ödeme talebinde bulunamaz. Akreditif bankasından doğrudan taleptwe bulunur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

SONUÇ

 

          Milletlerarası ticaretin gelişmesi ve yürütülmesi akreditif ile mümkündür. Akreditifin geniş çapta kanunlaşmamış bir müessese olması, her ülkenin hukukçularını, müessesenin hukuki mahiyeti konusunda araştırmalara sevk etmiştir.

Akreditifin hukuki mahiyeti ile ilgili görüşleri ve şahsi kanaatimizi ilgili bölümde açıklandı. Şahsi kanaatimizi özetleyecek olursak; akreditifin hukuki mahiyetini, tek bir hukuki kavram içerisinde açıklamak mümkün değildir. Akreditif muamelesi birden çok hukuki ilişkiyi bünyesinde toplamaktadır. Bunlardan amir (alıcı) ile leh dar (satıcı) arasındaki ilişki alım-satım akdi, akreditif amiri (alıcı) ile amir banka arasındaki ilişki ise vekâlet aktidir. Akreditif borçlusu (amir banka, muhabir banka) ile leh dar (satıcı) arasındaki ilişki de mücerret borç vaadidir. Türkiye'deki ihracat ancak yetkili bankalar aracılığıyla gerçekleştiğinden, muhabir bankanın leh dara (satıcı) olan sorumluluğu ise asli sorumluluktur.

Akreditif muamelelerinde tarafların hak ve mükellefiyetleri konusunda kanun hükümlerinin yokluğunu, akreditifler hakkında Milletler Arası Ticaret Odası'nın yayımladığı "Yeknesak teamül ve uygulamalar" doldurmaktadır. Aradan geçen seneler boyunca milletlerarası ticaret gelişmiş ve ticari işlemler sayılamayacak kadar çoğalmıştır. Bugünkü banka uygulaması, Milletlerarası Ticaret Odasının yayımladığı esaslara dayandırılmaktadır.

Bugünkü banka uygulamaları bu esaslara dayandığından bu kaideler gözönüzde tutularak hukuki sonuçlara varılması gerekmektedir. Mahkemelerimizin, özellikle milletlerarası bankacılık ilkelerine ters düşecek kararlar vermemeleri gerekir ve bu kararlar Türkiye'nin kendine has bir akreditif sistemi yaratması, akreditif müessesesinin hususi bir kanunla düzenlenmesi ile mümkündür ve bu yapılırken uygulamanın ihtiyaçları en ön planda göz önüne alınmalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynakça

 

 

1)       Dış Ticaret İşlemleri ve Uygulama, Erkut Onursal, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri, 1996.

 

2)       Barter El Kitabı – Dünyada ve Türkiye’de Barter (Takas) Ticareti, Celal Gürsoy, 1999.

 

3)       Uluslararası Ticaret Hukuku, Prof.Dr. Cemal Şanlıİstanbul Üniversitesi, Doç. Dr. Nuray Ekşi, Marmara Üniversitesi, 2000.

 

4)       Dış Ticarette Ödeme Şekilleri, Kambiyo ve Bankacılıİşlemleri” tebliği, Nazmi Mavioğlu, T.C. Merkez Bankası, 2001.

 

5)      Ataman, Ümit ve Sümer, Haluk, Dış Ticaret İşlemleri ve Muhasebesi, İsmail Akgün Vakfı Yayınları, İstanbul, 1993.

6)      Güven, Özcan İhracat İthalat İşlemleri, Es-Al Yayınları, İzmir, 2006.

7)      İTO, İhracat İşlemleri, İstanbul Ticaret Odası Yayını, İstanbul,2007.

8)      Seyidoğlu Halil, Uluslar arası Finans, Güzem Yayınları, İstanbul, 2004.

9)      www.dtb.com.tr

10)   www.dtm.gov.tr

11)   www.igeme.org.tr

12)   www.TCMB.gov.tr

13)   www.TBB.gov.tr

14)   www.BDDK.gov.tr

 



[1] Dış Ticaret İşlemleri ve Uygulama, Erkut Onursal, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri, 1996,s,17

[2] Dış Ticaret İşlemleri ve Uygulama, Erkut Onursal, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri, 1996,s,25

 

[3] Dış Ticarette Ödeme Şekilleri, Kambiyo ve Bankacılıİşlemleri” tebliği, Nazmi Mavioğlu, T.C. Merkez Bankası, 2001,s,55

[4] Dış Ticarette Ödeme Şekilleri, Kambiyo ve Bankacılıİşlemleri” tebliği, Nazmi Mavioğlu, T.C. Merkez Bankası, 2001,s,56

 

[5] Dış Ticarette Ödeme Şekilleri, Kambiyo ve Bankacılıİşlemleri” tebliği, Nazmi Mavioğlu, T.C. Merkez Bankası, 2001,s,57

 

[6] Dış Ticarette Ödeme Şekilleri, Kambiyo ve Bankacılıİşlemleri” tebliği, Nazmi Mavioğlu, T.C. Merkez Bankası, 2001,s,60

[7] Dış Ticarette Ödeme Şekilleri, Kambiyo ve Bankacılıİşlemleri” tebliği, Nazmi Mavioğlu, T.C. Merkez Bankası, 2001,70

 

[8] Güven, Özcan İhracat İthalat İşlemleri, Es-Al Yayınları, İzmir, 1993,s,117

 

[9] Güven, Özcan İhracat İthalat İşlemleri, Es-Al Yayınları, İzmir, 1993.s,121

 

[10] Güven, Özcan İhracat İthalat İşlemleri, Es-Al Yayınları, İzmir, 1993.s,127

 

[11] Güven, Özcan İhracat İthalat İşlemleri, Es-Al Yayınları, İzmir, 1993.s,135

 

[12] Güven, Özcan İhracat İthalat İşlemleri, Es-Al Yayınları, İzmir, 1993.s,140

 

[13] Uluslararası Ticaret Hukuku, Prof.Dr. Cemal Şanlıİstanbul Üniversitesi, Doç. Dr. Nuray Ekşi, Marmara Üniversitesi, 2000. S,211

[14] Uluslararası Ticaret Hukuku, Prof.Dr. Cemal Şanlıİstanbul Üniversitesi, Doç. Dr. Nuray Ekşi, Marmara Üniversitesi, 2000. S,213

 

[15] Dış Ticaret İşlemleri ve Uygulama, Erkut Onursal, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri, 1996,s,80

[16] Uluslararası Ticaret Hukuku, Prof.Dr. Cemal Şanlıİstanbul Üniversitesi, Doç. Dr. Nuray Ekşi, Marmara Üniversitesi, 2000. S,256

 

[17] Uluslararası Ticaret Hukuku, Prof.Dr. Cemal Şanlıİstanbul Üniversitesi, Doç. Dr. Nuray Ekşi, Marmara Üniversitesi, 2000. S,181

 

[18] Uluslararası Ticaret Hukuku, Prof.Dr. Cemal Şanlıİstanbul Üniversitesi, Doç. Dr. Nuray Ekşi, Marmara Üniversitesi, 2000. S,193

 

[19] Uluslararası Ticaret Hukuku, Prof.Dr. Cemal Şanlıİstanbul Üniversitesi, Doç. Dr. Nuray Ekşi, Marmara Üniversitesi, 2000. S,185,186

 

[20] Uluslararası Ticaret Hukuku, Prof.Dr. Cemal Şanlıİstanbul Üniversitesi, Doç. Dr. Nuray Ekşi, Marmara Üniversitesi, 2000. S,

Hiç yorum yok: